“Almanya’nın hitleri, Hollanda’nın itleri” diye bir slogan türedi.
Anlam ve mana geniş.
Türkiye sonuna kadar davasında haklı ama Avrupa veya içimizdeki bazı Mehteranı, İstiklal Marşı’nı unutup Şövalyeye sarılanlara göre durum biraz farklı.
Kafalarını örümcek ağı gibi saran ‘Seni Şövalye ilan ediyorum’ beklentisi almış başını gidiyor.
Dikkat edin Avrupa’daki söylemlerle, Türkiye’deki bazı kişi ve gurupların söylemleri kopyala yapıştır aynı.
Burada derin oyunlar var.
Avrupa’daki ırkçı yaklaşım bir çöküşün sinyallerini net bir şekilde verirken, olaya çanak tutan tutana.
Dünya da başlayan büyük kaosların, zulümlerin, savaşların altında hep din, ırk, para, güç yarışı var.
Avrupa resmen çöküyor, çöktürülüyor, sağa sola saldırıyor.
Almanya’dan başladık, Hitlerden devam edelim.
Naziler, Yahudileri kolay yem gördü, katliamlara başlayarak bir tetiklemeyi yaptı. Avrupa’yı ele geçirmenin ilk temelleri böylelikle atıldı.
Kıyımlarla, büyük hedef hayalleri start almış, mazeret bulunmuştu.
İlerledi ilerledi durdurulmasıydı Avrupa yerine Hitler İmparatorluğu kurulup günümüze kadar gelecekti.
Bir sistematik vardı.
O dönemler acı savaşlara, katliamlara neden olurken Avrupa’da birçok insanın yardımına da Türkiye koşmuştu.
Hitlere, ABD’nin müttefiklerle müdahalesi başlamak üzereydi ki, Türkiye’nin de net desteğinin alınması isteniyordu.
Bir algı oluşturulması şarttı.
Charlie Chaplin o unutulmaz sanatçı, sessiz filmlerin meşhur yüzü kullanıldı.
Türkiye’de onu tanıyor biliyordu.
Hayatı boyunca Türklerle tek bir konuşma yaptı oda savaş sırasındaydı.
Mesajı manalıydı.
7 Aralık 1942 "Amerikanın Sesi" radyosu Türkiye’de canlı yayın yapıyordu.
Programcı anonsunu yapıyor ve işte diyor Charlie Chaplin karşınızda ‘Türkiye sizi dinliyor, ne söylemek istersiniz’
Chaplin, söze giriyor;
“Bugün onlara bir Nasreddin Hoca fıkrası anlatacağım. Bir gün adamın biri gelir hocanın kapısını çalar. Hoca kapıyı açar. Karşıdaki adam ondan eşeğini ödünç almak ister. Buna razı olmayan hoca ‘Eşek tarlada, çalışıyor.’ der. Adam teşekkür ederek dönerken ahırdan eşeğin sesi gelir. Adam hiddetle hocaya sorar! Bre hoca neden yalan söyledin?
Hoca: Sen şimdi koskoca hocaya inanmazsın da ahırdaki eşeğe mi inanırsın?
Beni, Türkiye’den dinleyen sevenlerime şunu söylemek istiyorum: İnsanlık artık bir karara varsın! insanların sesini mi dinleyecekler, eşeklerin anırmalarını mı!”
Bir hikayeyle başlayan mesaj böyleydi.
Şuanda aynı.
İnsanlar konuşuyor, eşekler anırıyor.
Şimdi İnsanlık susmuyor, eşeklerin susmasını istiyor.
Dünya 5’den büyük, islamofobi, ırkçılık, zulüm, insan hakları, demokrasi derken insanlığın sesi yükseliyordu.
Peki biz eşekleri mi dinleyeceğiz, insanları mı?
Artık eşek sesi duymak istemiyoruz.