Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'nu yaptığı açıklama ile Asya Katılım Bankası A.Ş. hisselerinin satışa çıkarılacağı açıklandı.TMSF’den yapılan yazılı açıklamada, ''5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun (Kanun) 71’inci maddesinin 1’inci fıkrasının (b) bendi kapsamında temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetimi TMSF’ye devredilen Asya Katılım Bankası A.Ş.’nin Kanunun 71 ve 107’inci maddeleri kapsamında satış, birleştirme ya da devir yoluyla çözümlenmesinin amaçlandığı bilgesi hatırlatıldı. Devir oyluyla çözümlenmemesi halinde bankanın tasfiyesinin gündeme geleceği konusunun kamuoyuyla paylaşıldığının hatırlatıldığı açıklamada, " Gelinen aşamada, TMSF Kurulu tarafından Asya Katılım Bankası A.Ş. hisselerinin satışa çıkarılması karara bağlanmış olup, satış ilanı yayımlanmak üzere Resmi Gazete’ye gönderilmiştir” ifade esi kullanıldı.ASYA KATILIM BANKASI A.Ş. KURULU VE FAALİYETİ Asya Katılım Bankası A.Ş. Türkiye'nin altıncı özel finans kurumu olarak 24 Ekim 1996 tarihinde, Altunizade' deki Merkez Şubesi ile faaliyetlerine başladı. 20 Aralık 2005 tarihinde "Asya Finans Kurumu Anonim Şirket"i olan şirket unvanı "Asya Katılım Bankası Anonim Şirketi" olarak değişti.
Kuruluş sermayesi 2 milyon TL, mevcut ödenmiş sermayesi 900 milyon TL. Tabana yayılmış yerli sermayeye dayanan, çok ortaklı bir yapısı vardır. Faizsiz bankacılığın gereklerine uyarak üretime destek olma amaçlarının olduğu belirtilen banka, bu doğrultuda şube sayımız Erbil ve Gezici şubelerle birlikte Kasım 2014 tarihi itibarıyla 202 şube ve yurt içinde 1, yurt dışında 1000 muhabir banka ile faaliyetlerini sürdürüyordu.
ISO 9001 Kalite Yönetim Sistemi Belgesi'ne sahip ilk katılım bankası olan Bank Asya; bireysel, ticari ve kurumsal bankacılık alanlarında ihtiyaç ve beklentileri için ürün çeşitliği sunuyor. FAİZSİZ SİSTEM VE TARİHSEL SÜRECİ ?Kar ve zarara katılmayı esas alan faizsiz bankacılığın tarihsel sürecini incelediğimizde, modern anlamda faizsiz bankacılık ihtiyacının 20. Yüzyılda İslam ülkelerinde görülmeye başlayan sanayileşme hareketleri ve 1970'li yıllarda petrol fiyatlarının ani artışı ile ortaya çıktığı görülmektedir. Bireysel anlamda kişilerin tasarrufları ticaret erbabının elinde kar-zarar ortaklığı esasına göre değerlendirilmekteydi; fakat sanayileşme ile birlikte büyük yatırım projelerinin finansmanı için bu kişisel tasarrufları bir araya getirebilecek faizsiz bir bankaya ihtiyaç duyulmuştur.
Faizsiz bankacılığın geçmişi M.Ö. 2123-2081 yılları arasında Babil'de hüküm süren Hammurabi'ye kadar uzanmaktadır. Ünlü Hammurabi Kanunları'nın 100-107. bölümleri ikraz (borçlanma) işlerinin nasıl düzenleneceğini gösterirken, özellikle faizsiz yatırımın tarihte ilk örneği olarak ortaya çıkmaktadır. İslamiyetin doğuşu ve yayılması ile birlikte borçlanma, ortaklık ve kiralama gibi bugünkü faizsiz bankacılığın temel kavramları da gelişmiş ve geniş bir coğrafyada uygulama alanı bulmuştur.
Faizsiz Bankacılığın en önemli örneği Türkiye'nin de üyesi bulunduğu İslam Kalkınma Bankası'dır. Türkiye 1984 yılında İslam Kalkınma Bankası Yönetim Kurulu'nda devamlı üye bulundurma hakkını elde etmiştir. Böylece Türkiye elli devleti çatısı altında toplayan İslam aleminin en büyük finansman kuruluşunda çok etkin rol oynayabilecek konuma gelmiştir.
Bugün uygulayıcıları arasında Citibank, Barclays Bank, Commerzbank gibi klasik bankaların da yer aldığı faizsiz bankalar; Güney Afrika'dan Kazakistan'a ABD'den Pakistan'a uzanan bir coğrafyada ve sayıları 60'a ulaşan ülkede faaliyet göstermektedirler.
1980'li yıllara kadar ithal ikameci büyüme politikaları izleyen Türkiye bu tarihten sonra dünyaya açılmayı hedef alan ihracatla büyüme stratejisi izlemeye başlamıştır. Bu dışa açılma stratejisi dünyada var olan yeniliklerin finans alanında da ülkemize kazandırılmasını sağlamıştır. 28.7.1981 tarihinde Türkiye'de 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu kabul edilmiş, 1983 yılında İstanbul Menkul Kıymetler Borsası kurulmuş ve Borsa'nın kurulmasıyla birlikte bütün sermaye piyasası araçları birer birer uygulamaya konulmuştur. Aynı şekilde T.C. Merkez Bankası bünyesinde para piyasası kurulmuş, İnterbank piyasası, dövizdeki liberalizasyonla birlikte döviz büfeleri, leasing, factoring şirketleri sermaye piyasası aracı kurumları gibi birçok yeni kurum mali sisteme dahil edilmiştir. O dönemlerde yaşanan döviz krizi, yabancı sermaye ihtiyacı ve tıkanan ekonominin çarklarının döndürülmesi maksadıyla Türkiye'de yabancı bankaların da kuruluşuna izin verilmiş ve 13 yabancı banka Türkiye'de şube açmış ve tasarruflarını faizsiz esasa göre değerlendirmek isteyen vatandaşlarımıza bu imkan sağlanmıştır. 19 Aralık 1999 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanan Bankalar Kanununda Değişiklik Yapılmasına ilişkin 4491 sayılı Kanun ile 4389 sayılı Bankalar Kanunu'nun bazı maddeleri değiştirilerek Özel Finans Kurumları Bankalar Kanunu kapsamına alınmıştır. Özel Finans Kurumları uygulaması ile hedeflenen, Türkiye'de düşük olan özel tasarrufların teşvik edilmesi özellikle inançlarından dolayı "yastık altı"nda, atıl olarak ekonominin dışında gayrimenkul, döviz, altın gibi alanlara kayan tasarrufların ekonomiye kazandırılması olmuştur.Özel Finans Kurumları Kurulması Hakkında 83/7506 sayılı kararname ve eki Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı ile T.C. Merkez Bankası Tebliğlerinin yayınlanmasından sonra, 1985 yılından itibaren Türkiye'de 6 adet Özel Finans Kurumu kurulmuştur. 2006 yılı itibarıyla özel finans kurumları katılım bankası statüsü almıştır. Bugün itibariyle Türkiye'de 4 adet katılım bankası faaliyet göstermektedir.Katılım bankaları Bakanlar Kururu Kararına istinaden kurulmakta, Bankalar Kanunu'na uygun olarak faaliyet göstermekte ve 25 yılı aşan bir süredir yastık altı paraların ekonomiye kazandırılması konusunda önemli işlevler üstlenmektedirler. Bir anlamda Risk Sermayesi (Venture Capital) kuruluşu niteliğinde olan katılım bankaları, topladıkları atıl (yastık altı) fonları doğrudan Türk sanayicisi ve müteşebbisinin ihtiyaç duyduğu hammadde, yarı mamul ve mamul maddeler ile yatırım mallarının temininde kullanmak suretiyle ülke ekonomisine ciddi katkılar sağlamaktadırlar.Bank Asya hisselerini TMSF satışa çıkarıyor
Kuruluş sermayesi 2 milyon TL, mevcut ödenmiş sermayesi 900 milyon TL. Tabana yayılmış yerli sermayeye dayanan, çok ortaklı bir yapısı vardır. Faizsiz bankacılığın gereklerine uyarak üretime destek olma amaçlarının olduğu belirtilen banka, bu doğrultuda şube sayımız Erbil ve Gezici şubelerle birlikte Kasım 2014 tarihi itibarıyla 202 şube ve yurt içinde 1, yurt dışında 1000 muhabir banka ile faaliyetlerini sürdürüyordu.
ISO 9001 Kalite Yönetim Sistemi Belgesi'ne sahip ilk katılım bankası olan Bank Asya; bireysel, ticari ve kurumsal bankacılık alanlarında ihtiyaç ve beklentileri için ürün çeşitliği sunuyor. FAİZSİZ SİSTEM VE TARİHSEL SÜRECİ ?Kar ve zarara katılmayı esas alan faizsiz bankacılığın tarihsel sürecini incelediğimizde, modern anlamda faizsiz bankacılık ihtiyacının 20. Yüzyılda İslam ülkelerinde görülmeye başlayan sanayileşme hareketleri ve 1970'li yıllarda petrol fiyatlarının ani artışı ile ortaya çıktığı görülmektedir. Bireysel anlamda kişilerin tasarrufları ticaret erbabının elinde kar-zarar ortaklığı esasına göre değerlendirilmekteydi; fakat sanayileşme ile birlikte büyük yatırım projelerinin finansmanı için bu kişisel tasarrufları bir araya getirebilecek faizsiz bir bankaya ihtiyaç duyulmuştur.
Faizsiz bankacılığın geçmişi M.Ö. 2123-2081 yılları arasında Babil'de hüküm süren Hammurabi'ye kadar uzanmaktadır. Ünlü Hammurabi Kanunları'nın 100-107. bölümleri ikraz (borçlanma) işlerinin nasıl düzenleneceğini gösterirken, özellikle faizsiz yatırımın tarihte ilk örneği olarak ortaya çıkmaktadır. İslamiyetin doğuşu ve yayılması ile birlikte borçlanma, ortaklık ve kiralama gibi bugünkü faizsiz bankacılığın temel kavramları da gelişmiş ve geniş bir coğrafyada uygulama alanı bulmuştur.
Faizsiz Bankacılığın en önemli örneği Türkiye'nin de üyesi bulunduğu İslam Kalkınma Bankası'dır. Türkiye 1984 yılında İslam Kalkınma Bankası Yönetim Kurulu'nda devamlı üye bulundurma hakkını elde etmiştir. Böylece Türkiye elli devleti çatısı altında toplayan İslam aleminin en büyük finansman kuruluşunda çok etkin rol oynayabilecek konuma gelmiştir.
Bugün uygulayıcıları arasında Citibank, Barclays Bank, Commerzbank gibi klasik bankaların da yer aldığı faizsiz bankalar; Güney Afrika'dan Kazakistan'a ABD'den Pakistan'a uzanan bir coğrafyada ve sayıları 60'a ulaşan ülkede faaliyet göstermektedirler.
1980'li yıllara kadar ithal ikameci büyüme politikaları izleyen Türkiye bu tarihten sonra dünyaya açılmayı hedef alan ihracatla büyüme stratejisi izlemeye başlamıştır. Bu dışa açılma stratejisi dünyada var olan yeniliklerin finans alanında da ülkemize kazandırılmasını sağlamıştır. 28.7.1981 tarihinde Türkiye'de 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu kabul edilmiş, 1983 yılında İstanbul Menkul Kıymetler Borsası kurulmuş ve Borsa'nın kurulmasıyla birlikte bütün sermaye piyasası araçları birer birer uygulamaya konulmuştur. Aynı şekilde T.C. Merkez Bankası bünyesinde para piyasası kurulmuş, İnterbank piyasası, dövizdeki liberalizasyonla birlikte döviz büfeleri, leasing, factoring şirketleri sermaye piyasası aracı kurumları gibi birçok yeni kurum mali sisteme dahil edilmiştir. O dönemlerde yaşanan döviz krizi, yabancı sermaye ihtiyacı ve tıkanan ekonominin çarklarının döndürülmesi maksadıyla Türkiye'de yabancı bankaların da kuruluşuna izin verilmiş ve 13 yabancı banka Türkiye'de şube açmış ve tasarruflarını faizsiz esasa göre değerlendirmek isteyen vatandaşlarımıza bu imkan sağlanmıştır. 19 Aralık 1999 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanan Bankalar Kanununda Değişiklik Yapılmasına ilişkin 4491 sayılı Kanun ile 4389 sayılı Bankalar Kanunu'nun bazı maddeleri değiştirilerek Özel Finans Kurumları Bankalar Kanunu kapsamına alınmıştır. Özel Finans Kurumları uygulaması ile hedeflenen, Türkiye'de düşük olan özel tasarrufların teşvik edilmesi özellikle inançlarından dolayı "yastık altı"nda, atıl olarak ekonominin dışında gayrimenkul, döviz, altın gibi alanlara kayan tasarrufların ekonomiye kazandırılması olmuştur.Özel Finans Kurumları Kurulması Hakkında 83/7506 sayılı kararname ve eki Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı ile T.C. Merkez Bankası Tebliğlerinin yayınlanmasından sonra, 1985 yılından itibaren Türkiye'de 6 adet Özel Finans Kurumu kurulmuştur. 2006 yılı itibarıyla özel finans kurumları katılım bankası statüsü almıştır. Bugün itibariyle Türkiye'de 4 adet katılım bankası faaliyet göstermektedir.Katılım bankaları Bakanlar Kururu Kararına istinaden kurulmakta, Bankalar Kanunu'na uygun olarak faaliyet göstermekte ve 25 yılı aşan bir süredir yastık altı paraların ekonomiye kazandırılması konusunda önemli işlevler üstlenmektedirler. Bir anlamda Risk Sermayesi (Venture Capital) kuruluşu niteliğinde olan katılım bankaları, topladıkları atıl (yastık altı) fonları doğrudan Türk sanayicisi ve müteşebbisinin ihtiyaç duyduğu hammadde, yarı mamul ve mamul maddeler ile yatırım mallarının temininde kullanmak suretiyle ülke ekonomisine ciddi katkılar sağlamaktadırlar.Bank Asya hisselerini TMSF satışa çıkarıyor