Samsun, Mustafa Kemal Atatürk için ayrı bir yere sahipti. Kurtuluş Mücadelesi’nin ilk kıvılcımlarını Samsun’dan atan Atatürk, hayatı boyunca 4 defa 19 Mayıs şehrine geldi.
19 Mayıs 1919 Kurtuluş Mücadelesini başlatmak üzere, Cumhuriyetin ilanından bir yıl sonra 20 Eylül 1924 yılında eşi Latife hanımla, Harf devriminin ardından 16 Eylül 1928 yılında, son olarak da 22 Kasım 1930 yılında kendi için ayrı bir yeri olduğunu ifade ettiği Samsun’a geldi ve bir çok etkinliğe katıldı.
22 Kasım 1930 yılında Amasya yolu üzerinden Havza’dan Samsun’da saat 21:00’da geldi. Geceyi o günlerde alt katı CHP binası olan kendi köşkünde geçirdi. Ertesi gün, İçişleri Bakanı Şükrü (Kaya) ve Samsun Valisi Kazım Paşa ile birlikte Samsun'da gezinti yaptı, sigara fabrikasını gezdi. 24 Kasım günü Çarşamba ilçesine giden Atatürk, Türk ocağında gençlerle bir sohbet gerçekleştirdi.
Ayrılırken Ocak defterine, “Çarşamba Türk Ocağında tanıştığım kıymetli gençlik iftihara layıktır.” Kelimelerini yazdı. Samsun'da iki gün daha kalan Atatürk, 26 Kasım 1930'da Lisede derslere girip, Türk Ocağında verilen konserde bulunduktan sonra, saat 16:00'da Ege vapuru ile Trabzon'a hareket etti. ATATÜRK SAMSUN'DA HANGİ KİTAPLARI OKUDU Atatürk, Samsun'a dördüncü gelişinde Afet Hanım vasıtasıyla o zamanki Gazi Kütüphanesi'nden ‘Cihan Tarihi’, ‘Büyük Adamlar Serisi’ ve ‘Tarihte Güzel Kadınlar’' isimli üç kitabı okumak için istedi. Kendisine kitaplar temin edildi.KIRMIZI VE MOR KALEMLE ÇİZDİ Atatürk özellikle Enis Behiç'in "Tarihte Güzel Kadınlar" adlı kitabında Madam Rolan'ın "Hürriyete" ait makalesinin 96, 97 ve 98. sayfalarında altlarını mor ve kırmızı kalemle çizdi. Bunlardan bazılarının halka okutulması talimatı verdi.KİTAPTA ÇİZİLEN NOTLARDA NE YAZIYORDUKitabın 96. sayfada ‘Hürriyet’, "Bila kaydü şart serbest olmak değildir. Onun kayıtları, şartları vardır. Bila kayd ü şart serbest olmak, ormanlarda yaşayan hayvanlara mahsustur. İnsanlar ise içtimai muhitlerde birtakım adetlerde, teamüllerde ülfet etmiş, bir terbiye..."
97. sayfada "Bazı kavimler nezdinde de epeyce zamanlar sakal salıvermek adeti (hürriyet) zannolunmuştur." satırlarının altını çizdikten sonra devamla "Hürriyet-i Siyasiye her istenilen şeyin yapılmasından ibaret değildir. Bir devlette, yani kavanine malik bir heyet-i içtimaiye de hürriyet arzu edilmesi lazım gelen şeyin yapılmasında ve arzu edilmesinde icap eden şeyin yapılmasına cebr ve tazyik ibaret olabilir. İstiklal ve hürriyetin ne olduğunu fikre koymak lazımdır" satırlarını mor renkli kalemle çizdi. MOR KALEMLE ÇİZDİ HALKA OKUTULMASINI İSTEDİ Atatürk, okuduğu kitabın mor kalemle çizdiği yerlerini halka okutulmasını istedi. 98. sayfada ise "İlmi esaslara nazaran ferdin hududu hürriyeti, gayri hududa hürriyeti ile mahdut olduğundan başkasının hak hürriyetini tanımayan kendi hak ve hürriyetini tanıtamaz... (kırmızı kalemle) "Maksat ve gaye bir olduktan sonra ittihat edemezler miydi? Vatan için daha müfit çalışamazlar mıydı? Hayır... İhtiras denilen manevi düşman bunların yakalarından tutmuş, küçüklüğe sürüklemiştir" yazıyordu. Satırlarının altlarını çizerek, kütüphane memurlarına, "Mor boyalı kalem ile işaret ettiğim yerleri halkımıza okut" emrini de giderken verdi.
19 Mayıs 1919 Kurtuluş Mücadelesini başlatmak üzere, Cumhuriyetin ilanından bir yıl sonra 20 Eylül 1924 yılında eşi Latife hanımla, Harf devriminin ardından 16 Eylül 1928 yılında, son olarak da 22 Kasım 1930 yılında kendi için ayrı bir yeri olduğunu ifade ettiği Samsun’a geldi ve bir çok etkinliğe katıldı.
22 Kasım 1930 yılında Amasya yolu üzerinden Havza’dan Samsun’da saat 21:00’da geldi. Geceyi o günlerde alt katı CHP binası olan kendi köşkünde geçirdi. Ertesi gün, İçişleri Bakanı Şükrü (Kaya) ve Samsun Valisi Kazım Paşa ile birlikte Samsun'da gezinti yaptı, sigara fabrikasını gezdi. 24 Kasım günü Çarşamba ilçesine giden Atatürk, Türk ocağında gençlerle bir sohbet gerçekleştirdi.
Ayrılırken Ocak defterine, “Çarşamba Türk Ocağında tanıştığım kıymetli gençlik iftihara layıktır.” Kelimelerini yazdı. Samsun'da iki gün daha kalan Atatürk, 26 Kasım 1930'da Lisede derslere girip, Türk Ocağında verilen konserde bulunduktan sonra, saat 16:00'da Ege vapuru ile Trabzon'a hareket etti. ATATÜRK SAMSUN'DA HANGİ KİTAPLARI OKUDU Atatürk, Samsun'a dördüncü gelişinde Afet Hanım vasıtasıyla o zamanki Gazi Kütüphanesi'nden ‘Cihan Tarihi’, ‘Büyük Adamlar Serisi’ ve ‘Tarihte Güzel Kadınlar’' isimli üç kitabı okumak için istedi. Kendisine kitaplar temin edildi.KIRMIZI VE MOR KALEMLE ÇİZDİ Atatürk özellikle Enis Behiç'in "Tarihte Güzel Kadınlar" adlı kitabında Madam Rolan'ın "Hürriyete" ait makalesinin 96, 97 ve 98. sayfalarında altlarını mor ve kırmızı kalemle çizdi. Bunlardan bazılarının halka okutulması talimatı verdi.KİTAPTA ÇİZİLEN NOTLARDA NE YAZIYORDUKitabın 96. sayfada ‘Hürriyet’, "Bila kaydü şart serbest olmak değildir. Onun kayıtları, şartları vardır. Bila kayd ü şart serbest olmak, ormanlarda yaşayan hayvanlara mahsustur. İnsanlar ise içtimai muhitlerde birtakım adetlerde, teamüllerde ülfet etmiş, bir terbiye..."
97. sayfada "Bazı kavimler nezdinde de epeyce zamanlar sakal salıvermek adeti (hürriyet) zannolunmuştur." satırlarının altını çizdikten sonra devamla "Hürriyet-i Siyasiye her istenilen şeyin yapılmasından ibaret değildir. Bir devlette, yani kavanine malik bir heyet-i içtimaiye de hürriyet arzu edilmesi lazım gelen şeyin yapılmasında ve arzu edilmesinde icap eden şeyin yapılmasına cebr ve tazyik ibaret olabilir. İstiklal ve hürriyetin ne olduğunu fikre koymak lazımdır" satırlarını mor renkli kalemle çizdi. MOR KALEMLE ÇİZDİ HALKA OKUTULMASINI İSTEDİ Atatürk, okuduğu kitabın mor kalemle çizdiği yerlerini halka okutulmasını istedi. 98. sayfada ise "İlmi esaslara nazaran ferdin hududu hürriyeti, gayri hududa hürriyeti ile mahdut olduğundan başkasının hak hürriyetini tanımayan kendi hak ve hürriyetini tanıtamaz... (kırmızı kalemle) "Maksat ve gaye bir olduktan sonra ittihat edemezler miydi? Vatan için daha müfit çalışamazlar mıydı? Hayır... İhtiras denilen manevi düşman bunların yakalarından tutmuş, küçüklüğe sürüklemiştir" yazıyordu. Satırlarının altlarını çizerek, kütüphane memurlarına, "Mor boyalı kalem ile işaret ettiğim yerleri halkımıza okut" emrini de giderken verdi.