AK Parti Yerel Yönetimler Başkan Yardımcısı ve Samsun Milletvekili Yusuf Ziya Yılmaz, Karadeniz'de kirlilikle ilgili verilen meclis araştırması açılmasına yönelik önerge üzerine AK Parti Grubu adına Gazi Meclis'te söz alarak kirliliğin asıl nedenlerini ve alınan önlemleri anlattı.
TBMM genel kurulunda AK Parti Grubu adına önerge üzerine konuşan AK Parti Samsun Milletvekili Yusuf Ziya Yılmaz, Samsun'da 19 yıl Büyükşehir Belediye Başkanlığı yaptığını anımsatarak, Karadeniz'deki kirliliğin önlenmesiyle ilgili birçok çabanın, birçok aktivitenin içerisinde olduğunu söyledi."KARADENİZ'İN TÜM KIYILARI İNCELENDİ"Kirliliğin önlenmesi amacıyla büyük mücadeleler verildiğini ifade eden Milletvekili Yılmaz, "Görev sürem boyunca sadece Sarp'tan Kurucaşile'ye kadar olan Karadeniz'deki sahilleri inceledik. Hatta Bulgaristan'ın, Romanya'nın, Gürcistan'ın, Ukrayna'nın ve Rusya'nın sahillerindeki şehirleri, oradaki atık su arıtma tesislerini de tetkik ettik." hatırlatması yaptı."KİRLİLİĞİN 3 ÖNEMLİ FAKTÖRÜ VAR""Yaptığımız tespitlerde Karadeniz'in kirlenmesine büyük oranda sebep olan üç faktör var." diyen Yılmaz, "Dinyeper Nehri, Tuna Nehri, Burgaz ve Köstence Limanlarından deşarj olan atıklar var. Sadece nehirlerin getirdiği teressübat ve kirletici kimyasallar değil, aynı zamanda bu şehirlerin katı atık deponileri de sahillerinde. Yani büyük oranda katı atık deponilerindeki plastikler ve kimyasallar oradan çeşitli feyezanlarla birlikte aralıklı olarak denize karışıyor. İlgili bakanlıklarımız bunun yakından takibini sürekli yapıyor, karşı sahillerdeki bu kötü uygulamanın nedenleriyle ilgili ülkemiz mücadele veriyor. Uluslararası sözleşmelere attığımız imzaların gereği, birçok uluslararası toplantıda hakikaten bunun mücadelesini çok ciddi bir şekilde verdiğimize bizzat tanıklık ettim." dedi."MÜCADELENİN ÖRNEĞİ SAMSUN'DA"Karadeniz'de kirliliğin önlenmesiyle ilgili Samsun'da yürütülen çalışmalardan örnek veren Yılmaz, açıklamasına şöyle devam etti;
"Samsun nüfusu yoğun bir şehir. Geçmişte kentin arıtmaları yani denize olan deşarjlarıyla ilgili atık su arıtma tesislerinin uluslararası standartlarda yapılması gerekiyordu. Çevre hassasiyeti ve kirliliğin önlenmesi için çok mücadele ettik. 2 tane büyük arıtma tesisi yaptık. Bunun bir tanesi 105 bin metreküp/gün kapasiteli 35 milyon Euro'ya mal oldu, diğeri 40 bin metreküp/gün kapasiteli maliyeti 20 milyon Euro'ydu. Atık su arıtma tesislerinin yapım maliyeti değil, bunların dışında işletme problemleri de vardı. Türkiye olarak biz bu maliyetleri karşılayabiliyoruz ama komşu ülkelerde masraflarla ilgili büyük sıkıntılar var. Burgaz, Köstence ve Varna gibi diğer şehirlerin belediyeleriyle, yerel yönetimleriyle olan konuşmalarımızda bize verdikleri cevaplar çok düşündürücüdür. 'Tesisi yapmakta sıkıntı yok ama tesislerin işletme masrafları çok yüksek karşılayamıyoruz' cevaplarıyla karşılaşıyoruz. Ama çevrenin korunması için bu yük karşılanmalı. Hakikaten, bizler Samsun'da yaptığımız bu 105 bin metreküp/gün kapasiteli atık su arıtma tesisine ayda 1,5 milyon TL civarında işletme masrafı yapıyoruz. Bizler gerekli mücadeleyi veriyoruz. Ülkemiz Karadeniz'i kirleten bir ülke değil, Karadeniz'i kirleten karşı sahildeki ülkeler ve ülkelerin şehirleridir. Özellikle Tuna, Dinyeper ve Dinyester nehirlerinin atıklarından oluşmaktadır. Dış ülkeler kaynaklı büyük bir kirlilik söz konusudur. 160 milyon nüfuslu bir Avrupa'nın nehirler aracılığıyla atığının da Karadeniz'e gelmesi büyük bir şanssızlıktır. Bizler kirliliğin önlenmesiyle ilgili uluslararası sözleşmelerdeki haklarımızı ve duruşumuzu ciddi, daha kararlı bir şekilde yürütüyoruz. "
Yılmaz, dış kaynaklı kirlilik ve çeşitli ekolojik nedenlerle balık popülasyonunun etkilendiği, balıkçılık sektöründe de sıkıntılar yaşandığına dikkat çekti.
TBMM genel kurulunda AK Parti Grubu adına önerge üzerine konuşan AK Parti Samsun Milletvekili Yusuf Ziya Yılmaz, Samsun'da 19 yıl Büyükşehir Belediye Başkanlığı yaptığını anımsatarak, Karadeniz'deki kirliliğin önlenmesiyle ilgili birçok çabanın, birçok aktivitenin içerisinde olduğunu söyledi."KARADENİZ'İN TÜM KIYILARI İNCELENDİ"Kirliliğin önlenmesi amacıyla büyük mücadeleler verildiğini ifade eden Milletvekili Yılmaz, "Görev sürem boyunca sadece Sarp'tan Kurucaşile'ye kadar olan Karadeniz'deki sahilleri inceledik. Hatta Bulgaristan'ın, Romanya'nın, Gürcistan'ın, Ukrayna'nın ve Rusya'nın sahillerindeki şehirleri, oradaki atık su arıtma tesislerini de tetkik ettik." hatırlatması yaptı."KİRLİLİĞİN 3 ÖNEMLİ FAKTÖRÜ VAR""Yaptığımız tespitlerde Karadeniz'in kirlenmesine büyük oranda sebep olan üç faktör var." diyen Yılmaz, "Dinyeper Nehri, Tuna Nehri, Burgaz ve Köstence Limanlarından deşarj olan atıklar var. Sadece nehirlerin getirdiği teressübat ve kirletici kimyasallar değil, aynı zamanda bu şehirlerin katı atık deponileri de sahillerinde. Yani büyük oranda katı atık deponilerindeki plastikler ve kimyasallar oradan çeşitli feyezanlarla birlikte aralıklı olarak denize karışıyor. İlgili bakanlıklarımız bunun yakından takibini sürekli yapıyor, karşı sahillerdeki bu kötü uygulamanın nedenleriyle ilgili ülkemiz mücadele veriyor. Uluslararası sözleşmelere attığımız imzaların gereği, birçok uluslararası toplantıda hakikaten bunun mücadelesini çok ciddi bir şekilde verdiğimize bizzat tanıklık ettim." dedi."MÜCADELENİN ÖRNEĞİ SAMSUN'DA"Karadeniz'de kirliliğin önlenmesiyle ilgili Samsun'da yürütülen çalışmalardan örnek veren Yılmaz, açıklamasına şöyle devam etti;
"Samsun nüfusu yoğun bir şehir. Geçmişte kentin arıtmaları yani denize olan deşarjlarıyla ilgili atık su arıtma tesislerinin uluslararası standartlarda yapılması gerekiyordu. Çevre hassasiyeti ve kirliliğin önlenmesi için çok mücadele ettik. 2 tane büyük arıtma tesisi yaptık. Bunun bir tanesi 105 bin metreküp/gün kapasiteli 35 milyon Euro'ya mal oldu, diğeri 40 bin metreküp/gün kapasiteli maliyeti 20 milyon Euro'ydu. Atık su arıtma tesislerinin yapım maliyeti değil, bunların dışında işletme problemleri de vardı. Türkiye olarak biz bu maliyetleri karşılayabiliyoruz ama komşu ülkelerde masraflarla ilgili büyük sıkıntılar var. Burgaz, Köstence ve Varna gibi diğer şehirlerin belediyeleriyle, yerel yönetimleriyle olan konuşmalarımızda bize verdikleri cevaplar çok düşündürücüdür. 'Tesisi yapmakta sıkıntı yok ama tesislerin işletme masrafları çok yüksek karşılayamıyoruz' cevaplarıyla karşılaşıyoruz. Ama çevrenin korunması için bu yük karşılanmalı. Hakikaten, bizler Samsun'da yaptığımız bu 105 bin metreküp/gün kapasiteli atık su arıtma tesisine ayda 1,5 milyon TL civarında işletme masrafı yapıyoruz. Bizler gerekli mücadeleyi veriyoruz. Ülkemiz Karadeniz'i kirleten bir ülke değil, Karadeniz'i kirleten karşı sahildeki ülkeler ve ülkelerin şehirleridir. Özellikle Tuna, Dinyeper ve Dinyester nehirlerinin atıklarından oluşmaktadır. Dış ülkeler kaynaklı büyük bir kirlilik söz konusudur. 160 milyon nüfuslu bir Avrupa'nın nehirler aracılığıyla atığının da Karadeniz'e gelmesi büyük bir şanssızlıktır. Bizler kirliliğin önlenmesiyle ilgili uluslararası sözleşmelerdeki haklarımızı ve duruşumuzu ciddi, daha kararlı bir şekilde yürütüyoruz. "
Yılmaz, dış kaynaklı kirlilik ve çeşitli ekolojik nedenlerle balık popülasyonunun etkilendiği, balıkçılık sektöründe de sıkıntılar yaşandığına dikkat çekti.