Demokrasi Nöbetlerimizi taçlandırdığımız İstanbul Yenikapı ile büyük bir coşku ve fedakarlıkla tamamlandık.
Hak etmediğimiz 15 Temmuz gecesi tüm halkımızla birlikte benimde yaşadıklarım, çocukluk yıllarındaki o kabus günlerin hafızamda en acı yönleriyle yeniden canlanmasına neden oldu. 432
Acı bir çocukluk hikayesi olarak aklıma gelen o günler aslında ülkemizin son günlerde yaşadığı hainliğin ülkemize ve insanlarımıza verdiği büyük zararların ne denli acımasız olduğunu anlatmaya yetiyor.
Birde çocuk gözüyle baktığımda zihninde o tanklar, silahlar, bombalar, şehit olanlar tam bir dehşet. 36 yıl sonra bir çocuk zihninde 'darbe' dururken şimdi yeni çocukların zihninde 15 Temmuz darbesi başladı.
Yıl 1980 ve 12 Eylül günü sabah erken saatlerde henüz çocuk sayılacak 12 yaşlarında iken benimle birlikte 2 yaş büyük ağabeyimle çalıştığımız ekmek fırınına gitmek üzere erken saatte gün henüz doğarken evden sokak başına geldiğimde hiç alışık olmadığım durumla karşılaştım.
Elinde silah bir asker durdurup darbe olduğunu ve eve gitmemizi söylediğinde hiçbir şey anlamadan ve çok da korkarak;
Askere
'Darbe de ne demek fırına gitmemiz lazım ekmek çıkarmamız gerekiyor' dediğimde aldığım cevap da yine asker tarafından anlayamadığım kelimelerle yüzünde anlam veremediğim sert bir şekilde söylendi 'Darbe darbe'! Eli silahlı asker, her gün gittiğim fırın yolunda beni silahla eve göndermek istiyor.
Ben ise çocuk aklıyla işimden olmamak ve ekmek çıkarmak için fırına gitmekte ısrarlıyım, askerde 'Darbe oldu hemen evine gitmelisin' sözleriyle beni ve ağabeyimi eve gönderdi.
Henüz 12 yaşında iken anlamaya çalıştığım darbenin ülkem ve milletim üzerine olabildiğince o sabah karanlık doğduğunu evde babamdan öğrendikten sonra o süreçte yaşadıklarım ile canlı ama hatırlamak dahi istemediğim bir çok olaylar sayesnde öğrendim.
Ne acıdır ki; her anıyla acıları olan 1980 darbesini yaşadığım çocukluk yaşımdan daha küçük yaştaki çocuğuma memleketimdeki bir çok anne ve babalar gibi 15 Temmuz 2016 gecesi yaşadığımız darbe kalkışmasını bana anlatanlar gibi bende çocuklarıma anlatmaya çalıştım.
Daha müreffeh bir Türkiye için hedeflerini tarihleriyle net olarak ortaya koymuş olan seçilmiş, güçlü siyasi irade liderliğindeki asil ve aziz milletimize karşı darbeye kalkışmak hangi aklıyla zoru olan densizlerin yapacağı sonu olmayan hareketiydi.
Bu harekete kalkışanların planlayıcıları kimlerdi ? Bunlar umarım en kısa zamanda hak ettikleri cezayı alarak ibretlik tarih sayfalarında yerini bulacaktır. Fetö bu ülkeye büyük harflerle 'Hain' diye artık yazılmıştır. Şimdi iç ve dış işbirlikçileri de hain yanında olmayanla ise karşısında olacaklardır.
O gece bu densizlerin aklına getiremedikleri Türk Milleti asaleti ile gönülden yaşattığı vatan, millet ve bayrak için canının hiç kıymetinin olmadığıdır. Nitekim Çanakkale Zaferi misali kahramanlıkların yaşandığı 15 Temmuz gecesinde hain fetö namlusundan çıkan kurşununun başını sıyırıp geçmesiyle gazi olan bir vatan evladına anasının 'şehit olmayı bile beceremedin be evladım' diyecek kadar kutsal değerlere sahip çıkan Türk Milleti üzerindeki hain emellere ulaşılmasının mümkün olmayacağı en açık şekliyle gözler önüne serilmiştir.
Bu millet göğsünü hain mermilere hedef koyarak, namuslu ordusu ve polisi ile omuz omuza esareti asla kabul etmeyeceğini 15 Temmuz gecesi İstiklal Marşımızda ifade edildiği gibi; 'Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın' dizelerini yaşatırcasına göstermiştir'.
Bu millet meydanlarda, sokaklarda hainlere karşı bir olacağını ilan etmiştir.
Bizim, millet olarak her karış toprağı şehit kanıyla bezenmiş şehitlerimiz ve gazilerimiz sayesinde bu topraklar üzerinde sonsuza dek şerefiyle yaşacağımızdan artık kimsenin şüphesi olmamalıdır.
Kalemine sağlık sayın Hocam harika bir yazı olmuş.
çok teşekkürler