Kalem tutması gereken ellerde silah.
Ne oluyor bu gençlere dedirten türden.
Okul çağındaki çocuklar birilerini vuruyor, elinde silahla suç işliyor.
Canlar yanıyor, ocaklar sönüyor.
Samsun’da üst üste çocukların yaralandığı veya birilerini vurduğu haberleri gündeme bomba gibi düştü.
04 Mayıs 2017 sokakta top oynayan 6. Sınıf öğrencisi 12 yaşındaki çocuk magandanın hedefi oldu.
Bu magandalar kaç çocuğun, yetişkinin hayatını aldı veya yaraladı.
Aynı gün, 14 yaşındaki çocuk tüfekle oynarken yine aynı yaştaki arkadaşı tarafından kazaen başından vurdu.
Biliyorsunuz av tüfeği tarzı silahları temin etmek, ruhsatlandırmak daha kolay.
Ama birçok yerde ruhsatsız olarak da, diğer ateşli silahlar gibi onlarda barındırılıyor.
Denetimler uygulamalar ne kadar sıkı olsa da aradan büyük kaçaklar çıkıyor.
Silaha meraklı bir toplumuz.
Akıllanmıyoruz, derste çıkarmıyoruz.
Bu merakımız birçok canları alıyor veya yakıyor.
‘Silaha Dur’ mücadelesi verilirken çocukların yaralandığı, saldırı düzenlendiği haberleri geliyor, içimizi yakıyor.
Şöyle Samsun’daki birkaç vaka örneklerine baktım.
- 3 Nisan’da çıkan silahlı kavgada 1 çocuk 3 kişi yaralanıyor.
- 18 Nisan’da kız meselesinden 14 yaşındaki çocuklar kavga ediyor, bıçaklanıyor.
- 26 Mayıs 2016, 16 yaşındaki çocuk 4 kişiyi kız meselesi yüzünden vuruyor.
- 14 Kasım 2016, 15 yaşındaki çocuk 21 yaşındaki genci iki kurşunla ağır yaralıyor. Arkadaşları hastanede doktoru dövüyor.
- 12 Aralık 2016, 16 yaşındaki çocuk parkta başından vuruluyor.
Bunlar birkaç örnek.
Çocukların elinde silah, bıçak, sopa.
Yumruklarını sıkıyor ‘Geleceğimiz’ deme yerine hayatlarını karartıyor.
Dedik ya, kalem tutan ellerde ne işi var silahın, bıçağın.
Devlet yıllardır mücadele ediyor.
Okullarda denetimler artırıldı, eğitimler verildi, uygulamalar sıklaştırıldı, mahalleler kontrol altına alındı.
Suç azaldı ama suça karışma potansiyeli olan gençler yine ortaya çıktı.
Devletin kurumlarına ne kadar görev düşüyorsa, özellikle ailelere daha fazla.
Çocuklar hayatlarını yaşamalı ama başı boş bırakılmamalı.
Gençlik üzerine oynanan oyunlara fırsat verilmemeli.
Geleceğimiz olan gençler okumalı, iyi bireyler olarak yetişmeli, ülkenin her kademesinde başarılı bir şekilde yer almalı.
Umutlarımız kararmamalı.
Hele gencecik fidanların suça karışması insanı daha da derinden yaralıyor.
Kötü örnekler, özentiler hayatlarını mahvediyor.
Asan kesen, vuran kıran, gücü gücü yetene algısı onları da etkiliyor.
Hele televizyonlar.
Çıkıyor mafya babası onlarca insanı katlediyor ya da kendi adaletini uyguluyor elini kolu sallayarak geziyor.
O nu vuruyor, bunu vuruyor, biri diğerini alı koyuyor, elini kolunu sallayarak geziyor.
Puslu günler, aydınlık günler gibi gösteriliyor.
Ekranlara çıkıp gövde gösterisi yapanlar, tehdit edenler, kolay para hayalinde koşanlar.
Yok yok..
Geleceğimiz yakmak için fitili bizler ateşliyoruz.
Gençlerden başladık, ya örnek olması gereken büyükler.
Geçenler de DSİ karşısında çoluk çocuğun ortasında biri pompalı tüfekle ortaya çıkıyor.
Allahtan polis kısa sürede geliyor facia önleniyor.
Birçoğumuz izlemiştir bu görüntüleri.
Kötü örnek aramaya gerek yok, ansızın karşımıza çıkabiliyor.
Bireyler olarak ihbar edelim.
Nere de bir suç, kötü bir gelişme varsa güvenlik güçlerine bildirelim.
Devletin mücadelesine daha doğrusu toplumsal mücadeleye katkı sağlayalım.
Kaç genci kurtarabiliyorsak…