Hani derler 'Tarih tekerrürden ibarettir'. Ne güzel bir kelime. Ülkemizde son zamanlarda yaşanan olayları şöyle gözümüzün önünden bir geçirelim. İçte vatanının dirlik ve huzurunu bozmak için çaba harcayanlar, dışta perde arkasında duran ülkeler, taşeronları, bütün alfabenin harflerini kullananlar terör örgütleri, paralel yapısı, siyaset içinde hainler filan filan diye gidiyor...
Artık bu saydıklarımı herkes biliyor ne döndüğünü, ülkenin geleceğini kast etmek için, kendi düzenlerinin bozulmasını istemeyenlerin son çırpınışlarını görüyoruz...
Peki neden tarih tekerrürden ibarettir ?... Bu anlattıklarımla ne bağlantısı var..Hani bizim büyük bir müttefikimiz var. Büyük harflerle yazmak gerekiyor ABD, çok sevdiğimiz, dostumuz biricik, tanecik müttefikimiz.. Türkiye'deki bazı kesimlerin kedi insanını, yöneticilerini, Cumhurbaşkanını, Başbakanını şikayet ettikleri yer...
Özellikle Suriye, Irak'ta, PYD'de PKK konusunda, ülkenin yaşadığı terör belasında, paralel operasyonlarında ne kadar samimi olduklarını yakinen gördük... Daha başka neler neler saymakla bitmez...Ne kadar güvenilir. Bunu onlardan gerçek bir hikaye ile anlatmak gerekir....
Geçmişte DNA'mızın yakın olduğu söylenen hatta, Türklerden olduğu bile tartışılan Amerika Yerlileri Kızılderililer.. İşte o ezilenler, toprakları ellerinden sözleşme, vaatlerle kandırılarak alınan, öldürülen, zulüm edilen o insanlar.. Pazar günleri TRT'nin yayınladığı kovboy filmlerindeki o yüzleri boyalı insanlar..
Kızılderililer, Amerika'nın o dönemki idarecilerinin tutumu, topraklarını ellerinden almaları, anlaşmalara uymamaları nedeniyle çok sıkıntılı dönemler geçirilirler. Evlerinden, yurtlarından edilirler, kıskaca alınırlar,bastırılırlar zulüm görürler, günümüzde küçük bir toprak alanında yaşamaya mahkum edilirler...
Kızılderililer, arasında bu hikayeler dilden dile anlatılır. Bir gün, ABD'nin aya uzay mekiği göndereceği dünyada çalkalanır. Tabi bizim masun Kızılderililer bu durumdan haliyle haberdar olur. Özellikle yaşlılar yerinde duramaz. Bu ırk atalarının uzaydan geldiğine de inanır. Büyük bir kısmı da hala öyle.
Yaşlılar heyeti toplanır bir mektup yazar doğru NASA'ya giderler, kapıda askerler içeri almazlar. Derler 'Uzaya gidecek astronotlara mektup vereceğiz, bizim atalarımız orada onlara versinler' tabi herkes güler. Ama gün görmüş Kızılderili yaşlıları kapıdan ayrılmaz bir, iki, üç, beş gün derken en sonunda konu üst yönetime kadar gider. Derler alın mektubu, 'uzaya göndereceğimizi' söyleyin gitsinler. Kızılderililer mutluluk içlerinde mektubu vermenin sevinciyle evlerine dönerler.
Tabi NASA görevlilerini bir merak sarar O MEKTUPTA NE VAR, NE YAZIYOR ? Toplanıp hemen açmışlar fazla uzunda bir mektup değil, 'Uzaydaki atalarımız. Sakın bu Amerikalılarla hiç bir yazılı kağıda imza atmayın, sözlerine güvenmeyin. Bizi kandırıp bütün topraklarımızı aldılar. Sizinde almasınlar?....Sağlıcakla